İstanbul’un Kentsel Dönüşüm Sorunu
İstanbul, beklenen büyük deprem tehdidi altında her geçen gün daha da kırılgan bir hale geliyor. Yakın zamanda yaşanan 6,2 büyüklüğündeki deprem, kentteki 1,5 milyon riskli binanın varlığını bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı. Büyükçekmece’de 33 yıllık bir binanın kentsel dönüşüm sırasında iş makinesinin birkaç dokunuşuyla yerle bir olması, bu yapıların ne kadar savunmasız olduğunu gözler önüne serdi. Tahliye edilmiş bu binalarda yaşayanlar olsaydı, facianın boyutları korkunç olabilirdi. Peki, kentsel dönüşüm neden istenen hızda ilerlemiyor? Ekonomik zorluklar, apartman sakinleri arasındaki anlaşmazlıklar ve süreçteki karmaşıklıklar, İstanbul’un bu hayati sorununu çözmenin önündeki en büyük engeller olarak öne çıkıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın “Yarısı Bizden” kampanyası gibi girişimler umut verse de, mevcut tablo depreme hazırlık için daha fazla çaba gerektiğini gösteriyor.

Deprem Gerçeği ve Riskli Binalar
İstanbul, fay hatlarına yakınlığı nedeniyle her an büyük bir depremle yüzleşebilir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na göre, kentte yaklaşık 6,8 milyon konuttan 1,5 milyonu riskli durumda, 600 bini ise her an çökebilecek kadar tehlikeli. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hızlı tarama yöntemiyle incelediği 35 bin binadan 1.556’sının “çok yüksek riskli” kategorisinde yer alması, durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Büyükçekmece’deki olay, bu binaların ne kadar kırılgan olduğunu kanıtladı. Uzmanlar, olası bir 7,0 ve üzeri büyüklükteki depremde on binlerce binanın hasar görebileceği uyarısında bulunuyor. Bu tablo, kentsel dönüşümün sadece bir seçenek değil, bir zorunluluk olduğunu açıkça gösteriyor.
Kentsel Dönüşümün Önündeki Engeller
Kentsel dönüşüm süreci, İstanbul’da istenen hızda ilerleyemiyor. En büyük engel, ekonomik zorluklar. Bir binanın yıkılıp yeniden yapılması milyonlarca lirayı bulabiliyor; bu maliyet, özellikle dar gelirli ve emekli vatandaşlar için karşılanamaz bir yük. Apartman sakinlerinin kendi aralarında anlaşması da sürecin ilk ve en kritik adımı. Ancak, farklı beklentiler ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle bu anlaşmalar çoğu zaman sağlanamıyor. Ayrıca, müteahhitlerin sunduğu farklı fiyat teklifleri ve yüksek kredi faizleri, vatandaşları çaresiz bırakıyor. Örneğin, 5 katlı bir binanın yenilenmesi için daire başına 2,5-3 milyon lira talep eden müteahhitler, vatandaşları çıkmaza sürüklüyor.
Devlet ve Belediye Destekleri
Devletin kentsel dönüşüm için sunduğu destekler, süreci hızlandırmak için kritik bir rol oynuyor. “Yarısı Bizden” kampanyası, hak sahiplerine 700 bin TL hibe, 700 bin TL kredi ve 100 bin TL tahliye desteği sağlayarak toplamda 1,5 milyon TL’lik bir finansman sunuyor. 2025 itibarıyla kira yardımı da 5.500 TL’den 8.000 TL’ye yükseltildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanı Hakkı Alp, kampanya kapsamında 21 bin bağımsız birimin dönüşümünün tamamlandığını, 157 bin bağımsız birimin ise yapım ve projelendirme sürecinde olduğunu belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de “İstanbul Yenileniyor” projesiyle dar gelirli vatandaşlara teşvikler sunmayı planlıyor. Ancak, uzmanlar bu desteklerin artan inşaat maliyetleri karşısında yetersiz kaldığını ve daha kapsamlı çözümler gerektiğini vurguluyor.
Çözüm Önerileri ve Gelecek Perspektifi
Kentsel dönüşümün hızlanması için hem vatandaşların hem de yetkililerin atması gereken adımlar var. İlk olarak, binaların risk durumunu belirlemek için teknik incelemeler yaygınlaştırılmalı ve bu süreç devlet tarafından sübvanse edilmeli. Apartman sakinleri arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için arabuluculuk mekanizmaları devreye sokulabilir. Ayrıca, güçlendirme çalışmaları, yıkım ve yeniden yapım kadar önemli bir alternatif olarak değerlendirilmeli. Deprem Güçlendirme Derneği’ne göre, İstanbul’daki riskli binaların yarısı güçlendirme ile depreme dayanıklı hale getirilebilir; bu, hem daha ekonomik hem de daha hızlı bir çözüm sunar. Uzmanlar, depreme hazırlık için sadece fiziksel değil, zihinsel bir dönüşüm gerektiğini de vurguluyor.
Tepkiniz Ne?






